Page 73 - Sinerji SAYI-2

Basic HTML Version

71
BOSİAD
SİNERJİ
/ Eylül - Ekim 2013
mini vermişler. Bu büyük yerleşim yerinin ismini
koyarken mitolojik İran kahramanı ‘Cemşid’den
yola çıkmışlar. İlk tarihi yapıları görünce bizim Efes
geldi aklıma. Onların Efes’i de Persepolis…
İYİ KORUNMUŞ BİR MEDENİYET
Toprakları Hindistan’dan Etiyopya’ya kadar uza-
nan Pers-Ahemeniş İmparatorluğu’nun bu gör-
kemli şehri, Büyük İskender tarafındanM.Ö. 330’da
yakılıp yıkılana kadar ününü sürdürmüş. Milattan
önce 6’ncı yüzyılın sonlarında kurulan ve yapımı
150 yıl süren İran’ın Persepolis, çağının gıpta edi-
len başkenti unvanıyla parıldarken aynı zamanda
medeniyetler tarihine damgasını vuran Pers İm-
paratorluğu’nun başkentliğini yapıyordu. Ünlü
Pers Kralı I. Darius tarafından yaptırılan Persepolis;
görkemli saray kalıntıları, etkileyici duvar süsle-
meleri ve heykelleri ile Pers sanatını ve gücünü
asırlardır olduğu gibi bugün de tüm ihtişamıyla
gözler önüne seriyor. Taşıma toprakla yapılan, 473
metre uzunlukta, 86 metre genişlikte ve 13 metre
yüksekliği olan yapay bir tepe üzerine kurulan kral
sarayları da bu ihtişamın parçası…
TÜM MİLLETLER KAPISI…
Her köşesinden tarih fışkıran kenti dolaştığımızda
en görkemli yerlerinden biri olan ve sarayların
bulunduğu taraçaya giden iki geniş yan duvarları
kabartma heykellerle dolu Tüm Milletler Kapısı’nı
gördüğümüzde çok etkilendik. Bu kapı, iyiliği
temsil eden bir yarı insan savaşçı ile kötülüğü
temsil eden bir canavarın mücadelesini yansıtı-
yordu. İyiliğin zaferini anlatan devasa heykeller,
Perslerin inançlarıyla ilgili en önemli bilgileri de
almamızı sağladı.
APADAMA DUVARLARI…
Toprak altında kaldığı için bugüne kadar varlığını
koruyan, 10 bin kişilik tören salonu Apadama’nın
duvarlarındaki kabartmalar ise Perslerin erişti-
ği gücü anlatıyordu adeta... Dara’nın Mısır’daki
ocaklardan götürülen blok taşlarla yapılan tören
salonunda, başlıklarında boğa ve insan figürleri
olan 100 sütun bulunuyor. Kapıdaki sütunların
önünde, yüzleri insan şeklindeki iki boğa heyke-
linin olduğu bugünkü kalıntılardan anlaşılabiliyor.
NAKŞ-I RÜSTEM…
Nakş-ı Rüstem’de yer alan 4 büyük Akamenid
kralının mezarları var. Büyük Dairus’un mezarı,
diğerlerinden daha büyük ve daha iyi korunmuş
durumda. Bu mezarda yer alan doğan güneş
sembolü, bağımsızlığı sembolize ediyor. Yanında
kutsal ateşin yandığı bir tapınak da görülüyor.
Darius’un başının üzerinde koruyucu melek ‘Fo-
rouhar’ da asılı durmaktadır. Kraliyet tahtı iki sıralı
dizilmiş toplam 14 kişi tarafından taşınmaktadır.
Bunlar Akamenid İmparatorluğu’nda yaşayan 14
toplumu temsil ediyor.
MEYDAN-I İMAM ve KEBİR ÇÖLÜ
Meydan-ı İmam’ın dünyanın en büyük meydanı
olduğu söylenmektedir. Eski adı Meydan-ı Şah’tır.
Şehir planlamacılığının en güzel örneklerinden
birisi olan meydanın boyu 500, eni de 160 metre
kadardır. 1979 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür
Mirası Yerleri Listesi’ne alınan meydanın çevresini
oluşturan binada kapalı çarşı bulunuyor. Bu çar-
şıda özellikle ince İsfahan sanatından örnekler
bulabilirsiniz. Haftada bir, pazar günü erkeklere
kapatılıp kadınların rahatça alışveriş etmesi sağla-
nır. Bu sırada erkek dükkân sahipleri işyerlerinde
oturup ortalıkta görünmez. Havuzun çevresin-
deki ışıkların akşamüstü yakılmasıyla meydanın
atmosferi bir anda değişiyor ve tipik bir şark ge-
cesi ortamı oluşuyor. En önemli noktalardan biri
olan Kebir Çölü de, Kavir-e Namak veya Büyük Tuz
Çölü diye bilinmektedir. İran Platosu’nun orta-
sında yaklaşık 77 bin 600 kilometrekare yüzölçü-
müne sahip bu çöl, uçsuz bucaksız görüntüsüyle
gizemini korumaktadır. Bu çölde, 45 derecede 4
buçuk saat seyahat etmenin verdiği yorgunluk ve
hazzı anlatmak imkânsız. Çöl tozu ve sıcak bir ara-
ya gelince adeta ‘toz adam’ olduk.
KANDOVAN ve DEMAVAND…
İran’ın doğusunda bulunan Kandovan, 13’üncü
yüzyılda kurulmuş gizemli bir köy... Volkanik kül-
lerin sıkışmasıyla oluşmuş koni biçimindeki bu
mağara evleri genelde iki ya da 4 katlı. 4 katı olan
evde ilk iki kat yaşam alanı, üçüncü kat depola-
ma, son kat ise hayvan barınağı için kullanılıyor.
Malzemesinin yalıtkan olması nedeniyle mağara
evler yazın serin, kışın ise sıcak kalıyor. Bölgede
çıkan maden suyu da böbrek hastalığına iyi geli-
yor. Kapadokya’mıza benzeyen yapı, bize ülkemizi
hatırlattı. Kapadokya’nın bir turizm cenneti oldu-
ğunu düşündüğümüz zaman, Kandova’nın bu
eksikliği ve tanınmaması İran için çok büyük bir
kayıp. 5 bin 671 metre yükseklikteki Demavand
da, İran’ın, hatta Batı Asya’nın en yüksek dağı ko-
numunda. Efsaneye göre, insanlık öncesi cinler ve
periler bu dağ için savaşırlarmış. Demavand keli-
mesi, söylentiye göre‘Cinler ve Periler Ülkesi’ya da
‘Rüzgârların Dağı’ anlamına gelirmiş.
Kandovan
Persepolis
Apadama
Demavend Dağı
Meydan-ı İmam