Page 69 - Sinerji s10
P. 69
varların ve evlerin arasında buluyorum. Yapıların
tek olarak bir şey ifade etmediği ama bir ahenk
içerisinde dans eden figürleri duruyor karşımda.
Şimdi daha iyi anlıyorum ki “Düzen ve intizamdır
şehri şehir yapan. Münferit bir bina, bir şehrin ve
onun tarihinin asla devamı ve sanatsal bir yanı
değildir.” Bütün bu bahsettiklerimin dışında hey-
kelleri, kilise ve gösterişli binalarıyla umursamaz
kalınamayacak bir kent Bogota. Bogota’da şeh-
rin tamamını görmek için fünikülerle And Dağ-
ları’nın eteklerine Cerro de Monserrate tepesine
gidebiliyorsunuz. Ben de öyle yaptım. Füniküler-
le yukarı çıktım ve şehre hakim bir noktadan Bo-
gota’yı seyrettim. Bir nebze de olsa Bursa’yı andı-
ran Bogota, dünyanın en uzun sıradağları olan
And Dağları’nın eteklerine kurulmuş, yemyeşil,
dünyanın güzel başkentlerinden bir tanesi. Bu
niş caddelere sahip olduğunu gördüm. Bogo- bir göstergesi olsa gerek. Biz yüz yıllık evlerimizi tepeden bakarken İspanyolların kurmuş olduk-
ta’da en ilgimi çeken şey ise metronun olmayıp bile koruyamazken, (çünkü elimizde Safranbolu, ları 16-17. yüzyıl Bogota’sını hayal ettim. İnsan-
metrobüs denilen, İstanbul’un da buradan alıp Cumalıkızık ve Şirince evleri haricinde eski bir lara altın için zulmeden dünyanın hâlâ devam
kullandığı sistemin olması. Bu konuda da çok yaşam merkezi henüz yok) buna inat Bogota’da ettiğini düşündüm.
başarılılar. Caddeler çok geniş, fakat trafik buna binalar tarihi dokusunu çok iyi koruyabilmiş.
rağmen çok fazla. Caddelerin, binaların düzeni Bu arada adını sıkça duyduğum ve mutlaka gör-
gayet iyi görünüyor. Bogota’nın “Eski Şehir” de- mem gereken yer olarak anlatılan “Altın Müzesi”
diğimiz kesiminde İspanyollardan kalan kiliseleri, Kolombiyalıların deyişiyle ‘Museo del Oro’ya
parlemento binası, eski yapıları olduğu gibi ko- gidiyorum. Altınla ilgili her şeyi, aynı zamanda
ruma altına alınarak bugüne kadar devam ettiril- Kolombiya’nın dönemin altın merkezi olduğunu
miş. Bogota, tarihi olarak bilinen yapılarıyla ken- burada öğreniyorum. Şehrin görülmesi gereken
dinden söz ettiren asaletli bir şehir olarak kazındı yerleri arasında birçok müze var fakat ben fazla
hafızalarımıza. Rakım 2.640 metrede, ekvatora zamanım olmadığından sokakları arşınlamaya
yakın olmasına rağmen sıcaklığı hissetmiyorsu- devam edeceğim. Merak edip görmek isteyen-
nuz. Tropikal bir kentin serin atmosferini yaşıyor ler için her gün açık, pazar günleri de ücretsiz.
sunuz Bogota’da. Pek fazla yabancı turist çek- Meşhur Venezuelalı komutan Simon Bolivar’ın
meyen, daha doğrusu Avrupalı turisti çok çeke- (Latin Amerika birliğini kurmak isteyen ko-
meyen bir yer burası. Nedeni insanlar tarafından mutan) adının verildiği Bolivar meydanından
güvenlikle ilgili sorunlar olduğunun bilinmesidir. geçtim. Meydanda bol miktarda lamalar ve gü-
Ben bu konuda bir sıkıntı yaşamadım ama gü- vercinler bulunuyor, şehrin tüm yabancıları bu-
venlikle ilgili bir problemin olduğunu duydum. rada sanki. Turistler ve onlara bir şeyler satmak
Bogoto’da eski evlerin korunarak ve yenilenerek isteyenler burada buluşuyor. Meydandan yukarı
bugüne kadar gelmesi, tarihe verilen değerin doğru sokakları çıktığımda, kendimi renkli du-
VENEZUELLA’YA GİDEMEDİK
Bogota’daki seyahatimden sonra daha önceki
planlarıma göre dünyanın en yüksek şelalesi
olan, tek düşümde 1.000 metreyi bulan ‘Angel
Falls’, yani ‘Melek Şelalesi’ne gitmek istedim. Bu
yüzden planlarımı ona göre yapmış, biletimi al-
mıştım. Fakat Venezuella’da yaşanan halk göste-
rilerinden dolayı, orada görüştüğüm insanlarla
ve otellerle yeterli iletişim kuramadığım için bi-
letimi iptal etmek zorunda kaldım. Ben de Bogo-
ta yakınlarında arabayla 2 saatlik bir seyahatten
sonra ulaşabildiğim Tequendama Falls’a gittim.
Orası da 40-50 metre yüksekliğinde güzel bir yer
olarak karşıladı beni. Şelalenin hemen yanında
terk edilmiş eski bir sosyal tesis bulunuyor. Bu-
rada bulunduğum anların tadını çıkararak gön-
lümce fotoğraflarını çektim. Umarım bir dahaki
seyahatimde Angel Falls’a gitme fırsatı yakala-
rım.
BOSİAD SİNERJİ / Ocak - Şubat 2015 67