Page 57 - Sinerji s16
P. 57

Serkan Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
        Ben, Yılmaz Fırça’nın üçüncü kuşak temsilcisiyim.
        Makine mühendisiyim. Firmamızda teknik ve üre-
        tim sorumlusu olarak görev yapıyorum. Kardeşim
        ihracattan sorumlu. Başımızda babam, amcam ve
        halam var. Tam anlamıyla bir aile şirketiyiz diyebi-
        lirim. Firmamız Organize Sanayi Bölgesi’ne 1984
        senesinde geldi. Buraya ilk geldiğimizde, Mudan-
        ya Yolu’ndan baktığımızda sanayi bölgesinin en
        son fabrikası bizdik. Arkamızdaki arazi neredeyse
        boştu. 1984’ten önce ise Karaman Mahallesi’nde
        kiradaydık. Ondan da öncesi Fomara’da bir evin
        altında üretim yapıyorduk. Şirketimizin kuruluşu
        1951.
        Bu iş rahmetli dedemin mesleğidir. Dedem Bul-
        garistan’dan Türkiye’ye göç ettiğinde pasaportun-
        da meslek olarak “fırçacı” yazıyormuş. Fırçacı ola-
        rak Türkiye’ye gelmiş. Kendisi çok ileri görüşlü bir
        insandı, lise mezunuydu. 1951 yılında memlekete
        geldiğinde, tabii o dönemlerde tahsilli insan bul-
        mak çok zor, dedeme valilikte iş bile teklif edilmiş.   “Bana bu krediyi verir misin?” diyor. Banka müdürü   başlamaz. Ya bir ustanın yanında başlamışsındır
        Ama ticaret yapacağım diyerek önce bakkal işine   de “Bir araştırıp soruşturalım, sana haber göndere-  ya da aileden gelir.
        girmiş. Fakat bakmış ki kendi mesleği fırçacılıkta   ceğim” diyor. Aradan 15-20 gün geçtikten sonra
        Bursa’da ciddi bir boşluk var, ben mesleğime de-  dedemi çağırıyorlar, kredi ayarladıklarını söylüyor-
        vam edeceğim diyerek elde örmeyle fırça üret-  lar, dönemin leasing’i gibi makineyi getirecekleri-  Sektörde bulunduğunuz nokta hakkında
        meye başlamış. Badana ve boya fırçaları yaparak   ni belirtiyorlar. Belli bir ödeme planı çıkartıyorlar.   neler söylersiniz?
        işe başlamış. İlerleyen zamanlarda da makineleş-  Ve sipariş verilip makine gelmiş, sene 1973. Maki-  Şu anda bizim rakiplerimiz daha çok yurtdışında.
        meye geçmişiz. Makineleşmenin de çok garip bir   neyi içeri sokacaklar ama o boyutta kapı yok tabii,   İstanbul’da, İzmir’de ve Ankara’da da bazı fırça-
        hikâyesi vardır.                                                         cılar var ama Ankara’daki üretici sadece tel fırça
                                            mecburen duvarı yıkıyorlar, makineyi içeri sokup
                                            duvarı tekrar örüyorlar. Ama bu sefer başka bir   gruplarında rakibimizdir. İzmir’deki ise bazı sanayi
           MAKİNELEŞME HİKÂYESİ             problem çıkıyor. Makine 380 voltta çalışıyor ama   gruplarında bize rakiptir. İstanbul’da sanayi fırça-
                                            o zamanlar Hürriyet’te 380 volt sanayi elektriği   ları üretimi yapan da var ama onlar örnek veriyo-
                                            yok. Sanayi elektriği çektiriliyor, ama işi yapan kişi,   rum silindir fırça üretirler, siz ona düz fırça götürün
        Nasıl o hikâye?
                                            motorun dönüş yönünü ters bağlıyor. Düğmeye   yapamazlar. Veya içe dönük fırçalar vardır, onu is-
        Rahmetli dedem Alman Konsolosluğu’na bir yazı   bir basıyorlar ki daha ilk anda makinenin bir par-  teyin yapamazlar. Kısacası üretim kabiliyetleri ve
        yazıyor ve diyor ki, “Ben Bursa’da fırça imalatçısı-  çası arızalanıyor. Almanya’daki firmaya durumu   makineleri buna uygun değildir.
        yım ve artık fırçaları makine ile yapmak istiyorum.”   anlatan bir yazı  yazılıyor. “Bize  yardım  edin,  bu
        Çünkü elde yaptığınızda günde en fazla 10 fırça   parçayı  gönderir  misiniz?”  diyorlar.  Almanya’dan   100 BİNİ AŞKIN ÜRÜN ÇEŞİDİ
        yapabiliyorsunuz,  talep  çok  ama  üretemiyorsu-  cevap geliyor: “Siz ilk defa bu işe başladığınız ve
        nuz. Dedem, babaannem, babam çalışıyor ama   acemiliğini yaşadığınız için biz size bedelsiz olarak
        yetmiyor. Konsolosluktan 1-2 ay sonra cevap   bu parçayı gönderiyoruz. Tekrar çalışmaya devam   Peki, sizde hangi çeşitler var?
        geliyor. Fırça makinesi üretimi yapan bir firmanın   edin”. Birkaç ay sonra parça tekrar geliyor ve bu   Bir tek sakal fırçası ve diş fırçası yapmıyoruz. Onun
        katalogları dedeme ulaşıyor. Postaneden Alman-  sefer üretime başlıyorlar.  Tabii bu sefer üretim   haricinde adı fırça olan her şeyi yapıyoruz. 100 bi-
        ya’ya o firmaya, teleks çektiriyor. Belli bir zaman   artıyor ve Karaman’a taşınmak zorunda kalınıyor.   nin üzerinde çeşidimiz var diyebilirim. Bunların da
        sonra cevap geliyor, fiyatta anlaşılıyor ve zamanın   Zamanla orası da yetmeyince bölgedeki bu fabri-  yaklaşık 1.000 veya 1.500 adedi stoklu ürün, kalanı
        çok iyi parası 32.500 Alman Markı’na bir makiney-  kanın inşaatına başlanıyor ve 1984 senesinde bu-  özel siparişe göre yapılanlardır. Fırçalarımız; at kılı,
        le anlaşıyor. Ama cepte parası yok. Sanıyorum o   raya geliniyor. İlk bu binada çalışmaya başlıyoruz,   domuz kılı, samur kılı, sentetik, kıl, tampiko otu,
        dönemler Bursa’da birisi Ziraat diğeri İş Bankası   2000 yılından sonra da arka taraftaki binayı yaptı-  keçi kılı, çelik tel, pirinç tel, paslanmaz tel ve bronz
        olmak üzere iki banka varmış. İş Bankası müdürü-  rıyoruz. Ve böyle devam ediyor.   tel gibi malzemeler içermektedir.
        ne gidiyor, parasının olmadığını ve alacağı maki-
        nenin bedelinin 32.500 mark olduğunu anlatıyor.   Bizim işimiz dededen babaya ondan da bize geç-
                                            ti. Bugün fırçacılık yapacağım diyerek kimse bu işe

                                                                                                            BOSİAD SİNERJİ / Mart 2016  55
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62