Page 63 - Sinerji s33 kucuk
P. 63
insanın kendisini bulmasını sağlamak. Onun için Belediyelere stratejik planlarında kadın dostu
eğitimci oldum. Kişideki değeri görmeye ve onu kent yaratmaları için isteklerimizi düzenli
ortaya çıkarmaya çalışırım. Masallar bunu çok olarak yazıyla bildireceğiz ve bunların takibini
güzel anlatır” ifadelerini kullandı. yapacağız. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği ile
istihdam haritasının Bursa ayağını paylaşmak
“HAK TEMELLİ BİR ARADAYIZ” üzere bir ön görüşme yaptık. Projenin devamını
başlattıklarında biz de onlarla çalışacağız. Bir
Necla Türemen de, Koza Kadın Derneği ile de kitap projemiz var. Kadınların iş ve yaşam
ilgili şunları anlattı: “Biz kadın sorunlarına kafa ilişkilerini hikâyeye dönüştüreceğiz. 2019-2021
yoran bir arkadaş grubuyduk. Bu alanda bir kadın portrelerini çizeceğiz. Şiddet konusunda
boşluk olduğunu gördük ve ‘dernek kuralım’ kadınları ilgili yerlere yönlendiriyoruz. Bazen iş,
dedik. 2012’de de dernekleştik. Siyaset üstüyüz. ev buluyoruz. Hukuki destek veriyoruz.”
Her görüşten arkadaşlarımız var. Hak temelli
bir aradayız. Belediyelerle işbirliği yapıyoruz.
Pürtelaş’ın sonu
Çooook eskiden dünyanın ömrü sadece sekiz ocağa koymuş, altını yakmış. Bir beklemiş su orucundaymış. Pürtelaş kadın, suya yansıyan
saniyeyken, göz açıp kapayıncaya kadar geçen kaynamamış, iki beklemiş kaynamamış. “En iyisi suretinde korkunç bir telaş görmüş.
sürede yaşanmış bu olay. ben bu arada boş durmayayım, kaynayana kadar Her şey sükuttayken yüzündeki telaş dile gelmiş:
bir koşu gider akşam odununu kırar gelirim.”
Memleketin birinde çok meşgul, harıl harıl çalışan, demiş. Odunları kırıp gelmiş lakin evin kapısından “Pürtelaş Hanım, Pürtelaş Hanım, korkma!
işi başından aşkın, sinekleri kovalamaya bile içeri girdiğinde yanık demliğin kokusu burnunun Durursan düşmezsin, sessiz olursan dilsiz
zamanı olmayan pürtelaş bir kadın yaşıyormuş. direklerini kırmış. Çaydanlıktaki su kaynaya kalmazsın, karanlıkta kör olmazsın. Bilakis durursan
Kadının kafasının içinde aynı anda kırk tilki dolaşır kaynaya bitmiş, sonunda demliğin dibi tutuşmuş. düşünürsün, sessiz kalırsan duyarsın, karanlıkta
ama kuyrukları birbirine dolanmazmış. Kadının Aceleci kadın da isyan etmiş. daha iyi görürsün.”
şöyle benim gibi bir köşeye geçip sessizce Pürtelaş kadın o günden sonra daha az çalışmaya,
uzandığı, oturduğu görülmemiş. Yıllar böyle hay Bak görüyor musun, kırk yılın başı bir kahve içeyim hayattan zevk almaya başlamış. Artık her ne
huyla, koşturmakla geçip gitmiş. dedim, kahve taştı;
yaparsa sakin sakin, yavaş yavaş, tadını çıkararak
Pürtelaş kadın, havaların bir soğuduğu, bir Çay içeyim dedim, demlik yandı. yapıyormuş. Eh tüm bu değişimden sonra adını
ısındığı sonbaharın pastırma sıcaklarında, önce Olacak iş mi bu? da değiştirmiş. Sekine Hatun olmuş.
pastırmasını yapıp dama sermiş. Daha sonra ∞∞∞
çocuklarını okula göndermiş, arkasından da Öyle söyleyince önce cezve dile gelmiş: “Pürtelaş
zeytinyağlı dolmalar sarmış, kalan vaktinde de Hanım, Pürtelaş Hanım! Kahve içmek istiyorsan Sevgili çalışan kadın arkadaşlarımız, siz de
kendi boyadığı kumaşlarla efil efil entariler dikmiş. başında duracaksın. Başka hiçbir şey yapmadan bir güne bir çuval dolusu işi mi sığdırmaya
Bir işten diğerine koşturup duruyormuş, güneş köpüğün kabarışını izleyecek, su fokurdayıp çalışanlardansınız? Evet mi? Çalışkan olmamızı
günü terk etmeye hazırlanırken bile gözü hâlâ köpük yanardağların lavları gibi yükselince cezveyi hepimiz takdir ediyoruz. Elimize, yüreğimize ve
yapılacak işlerdeymiş. Ne yapsam ne etsem diye ocaktan alarak porselen fincana koyacaksın. Bırakır emeğimize sağlık. Biz yine de cezve ve demliğimiz
etrafa bakınırken gözüne bakır kahve cezvesi gidersen kahveyi bir başına, o da kızgınlıkla taşar bizimle konuşmaya başlamadan kendimize vakit
ilişmiş. “Bir kahve yapıp, şu taraçada güneşin gider.” ayırmamızı ve çevremizdeki yakınlarımızdan,
batışına karşı içsem mi acaba?” diye içinden Sonra çaydanlık dile gelmiş: “Pürtelaş Hanım, dost ve yarenlerimizden bizi farklı mekânlara ve
geçirmiş. Nihayetinde pek alışık olduğu bir durum Pürtelaş Hanım! Suyun fokurdamasını, sana haber konulara davet etmelerini istiyoruz. Söyleyelim
değilmiş, çünkü daha yapılacak bir dünya işi vermesini bekleyeceksin, gözünü çaydanlığın tek onlara bizi davet etsinler. Yaptığımız işlerden biraz
varmış. kenara çekilip, YAŞAMI DÜŞÜNÜP tadına varalım.
gözünden ayırmayacaksın. Buhar çıktı mı ibrikten, Nasıl mı? Biz, KOZA KADIN çalışanları olarak sizlerle
Cezveye önce suyu sonra kahveyi koymuş, ocağın altını kısıp çayı demleyeceksin. Aklın fikrin başka birlikte olmak istiyoruz ve sizleri ziyarete geleceğiz
altını yakıp başlamış kaynamasını beklemeye. yerde olursa, gönül koyar su sana.” (Sizler de bizlere gelin). Bizlerde çalışmayı çok
Bir beklemiş su kaynamamış, iki beklemiş Pürtelaş kadın neler olduğunu anlamamış, aklını seviyoruz. Çalışmanın yanı sıra kendimizi tanımayı,
kaynamamış. Demiş ki, “Ben en iyisi bu arada boş yitirdiği vehmine kapılarak evi terk etmiş, ormana sevmeyi ve çevremizdeki yenilikleri de seviyoruz.
durmayayım, gidip bir koşu tarladan domates doğru hızlı hızlı yürümeye başlamış. Kavak Birlikte işyerinizde buluşalım istiyoruz. Siz bize
toplayıp geleyim.” Cezveyi ateşte yalnız bırakıp ağaçlarının ip gibi dizildiği o uzun yolu yürürken vakit darlığından ulaşamayabilirsiniz diye, biz sizin
gitmiş. Biraz sonra bakır cezve seslenmiş:
giderek ağırlaşmış adımları. Yavaş yavaş, usul usul İŞYERİNİZE gelip size bir tatlı mola verdireceğiz.
FOŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ ilerlemiş. Kayın ağaçlarının çevrelediği gölün Bir çay bardağının sıcaklığında sıcacık sohbetler
yanına nasıl geldiğini fark etmemiş bile. Gölün etmek ve yaşamın ses hızında bir trenmiş gibi
Kahve taşmış, ocak batmış, köpük kaçmış. Pürtelaş etek ucuna oturmuş, hiçbir şey düşünmeden suya koşmasını yavaşlatmak ve sakin bir yaşam alanı
kadın telaşla kapıdan girer girmez yanık kahve bakmış sadece, su da ona bakmış. Kurbağalar oluşturmak istiyoruz. Sizlerle görüşüp kucaklaşana
kokusunu almış. Ocağın başına koşmuş ama susmuş, karga susmuş, kuşlar susmuş, böcekler dek kalın sağlıkla, kahkaha ve sevinçle.
iş işten geçmiş. Demiş ki, “En iyisi ben bir çay susmuş, rüzgâr susmuş; sanki her şey konuşma
demleyeyim, kahve benim neyime.” Demliği
BOSİAD SİNERJİ / Mart - Nisan 2019 61